SerSEri_GeNçLiK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SerSEri_GeNçLiK

SeRsErİlEr MeKaNi
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Berlin Konferansı ve Antlaşması

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 32
Lakap : KaPTaN
Kayıt tarihi : 15/09/08

Berlin Konferansı ve Antlaşması Empty
MesajKonu: Berlin Konferansı ve Antlaşması   Berlin Konferansı ve Antlaşması Icon_minitimeC.tesi Eyl. 20, 2008 2:54 pm

Osmanlı Devleti ile Almanya,
Avusturya, Macaristan, Fransa ve Rusya arasında Berlin’de yapılan antlaşma.
Halkımızın 93 Harbi dediği 1877-1878
Osmanlı-Rus savaşından, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenik çıkması neticesinde,
Ruslarla 3 Mart 1878’de, şartları çok ağır Ayastefanos
Antlaşması imzalanmıştı.
Türkiye’nin Balkanlardaki rolünü pek zayıf bir vaziyete düşüren ve Rusları
Balkanların efendisi durumuna yükselten bu antlaşma, büyük devletlerin gözünü
korkuttu. Ayastefanos Muahedesinin, Rusya, İngiltere ve Avusturya arasında tadil
edilmesi (değiştirilmesi) hususunda, o sırada İngiltere, sonra dünyanın ikinci
devleti durumuna yükselen Almanya’nın yardımı ile bir konferansın toplanması
mümkün olmuştu.

Sultan İkinci Abdülhamid
Han, İngiltere’yi Rusya’nın aleyhine mahirane bir şekilde kışkırtmıştı.
İngiltere, zayıf bir Türkiye’nin karşısında, Rusya’nın, Orta Doğudaki İngiliz
menfaatlerini tehdit edeceğine, ılık sulara inip kendisiyle rekabete
başlayacağına inanmıştı. Daha önce, geçici ve şartlı olarak Kıbrıs’ın idaresini
İngiltere’ye bırakan Babıali, Rusya’yı
yola getirmek için, birinci derecede bu devlete güveniyordu. Tabii, Türkiye,
savaştan mağlup çıkmıştı. Bahis konusu olan şey, mümkün olduğunca az zararla
işin içinden sıyrılmaktı.

Kongrenin Berlin’de toplanması hususunda, Almanya İmparatorluk Şansölyesi
Prens Bismark’ın teklifi kongreye katılan devletlerce kabul edildi. Türkiye ve
Rusya’dan başka İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya-Macaristan ve İtalya'nın
katıldığı Berlin Konferansı, Almanya İmparatorluk Şansölyesi (federal başbakan)
Prens Bismark’ın başkanlığında 13 Haziran 1878’de açıldı. Diğer devletleri,
başbakanlar ve dışişleri bakanları temsil ediyordu. Türk murahhasları, Hariciye
Nazırı Kara Todori Paşa, Müşir Mehmed Ali Paşa ve Berlin büyük elçisi Sadullah Bey (Paşa) idi.

Berlin Antlaşması, Türkiye için bir yıkım olmakla beraber, Türkleri
Avrupa’dan tasfiye etmiyordu. Bilakis, Türkiye’nin Balkanlardaki hayatını,
1913’e kadar 35 yıl uzatıyordu. Üstelik antlaşmanın Rusya’ya sağladığı faydalar
azdı ve asla Rusya’nın savaşta göze aldığı fedakârlıkları karşılamıyordu. Asıl
faydalananlar, Balkan devletçikleri ve İngiltere idi.

64 maddelik antlaşmada, toprak değişiklikleri dışında en mühim maddeler,
Türkiye’nin, Doğu Anadolu’da Ermenilerin az
çok önemli bir azınlık teşkil ettikleri vilayetlerde (Vilâyât-ı Sitte), bu kavim lehine
ıslahat yapmayı, aynı ıslahatı Makedonya vilayetlerinde de uygulamayı kabul
etmesiydi. Her iki madde de, Sultan İkinci Abdülhamid tarafından Büyük Devletler
arasındaki rekabetten faydalanılarak, yıllar boyunca uyutuldu ve asla tatbik
edilmedi.

Diğer pek mühim bir madde, Türkiye’yi, Rusya’ya 802.500.000 frank savaş
tazminatı ödemeye mecbur ediyordu. Tazminatın ödenmesi, Sultan İkinci
Abdülhamid’in uzun saltanatı boyunca devam etti.

Berlin Antlaşması, Türkiye’nin 1699 Karlofça
Antlaşması'ndan sonra, Avrupa’dan tasfiyesini hazırlayan ikinci büyük dönüm
noktası oldu. Bu tasfiye, 1913 Bükreş Antlaşması ile
tamamlandı ve Avrupa Türkiyesi, Doğu Trakya’ya münhasır kaldı.

Osmanlı Devletinin bu antlaşma ile doğrudan doğruya veya dolayısıyla olan
toprak kayıpları şu şekilde özetlenebilir: Devlet, doğrudan doğruya idaresinde
bulunan Niş sancağını Sırbistan’a, Teselya sancağını Yunanistan’a, birkaç kazayı
Karadağ'a, Kars, Artvin ve Ardahan sancaklarını Rusya’ya, Dobruca sancağını
Romanya’ya bırakıyor, bu suretle birkaç kaza ile birlikte 6 sancak,
İmparatorluktan ayrılıyordu. Kendisine tabi olan Romanya, Sırbistan, Karadağ
prensliklerinin, imparatorluktan ayrılmasına razı oluyordu. Bunların arasında
Tunus Prensliğini de saymak mümkündür. Zira üç yıl sonra Tunus’u işgal eden
Fransa, bu işgalin ortamını Berlin Konferansının kulisinde sağlamıştı. Osmanlı
Devleti, çok imtiyazlı bir Bulgaristan Prensliği ile az imtiyazlı bir Doğu
Rumeli vilayetinin kurulmasına rıza gösterdiği gibi, Bosna-Hersek vilayeti (eyalet, umumi valilik) ile, kısmen Yenipazar
sancağının idaresini Avusturya-Macaristan’a, Kıbrıs sancağının idaresini de
İngiltere’ye bırakıyordu. Birkaç şaşkın ve gafil devlet adamının, Karadağ’a bir
kaza bırakmamak için göze aldıkları savaşın sonunda yapılan bu büyük Türk
yağmasından İran bile nasibini alıyor, bu devlete de o zamandan beri İran’da
kalan Kotur kazası veriliyordu.

Mithat, Mahmud Celaleddin, Redif
paşalar gibi gafillerin, kazanacakları zannıyla, Osmanlı Cihan Devletini,
ortasına attıkları meşhur “93 Harbi”nin neticesi budur. Eğer Sultan İkinci
Abdülhamid’in şahsi diplomasisi olmasaydı, bu kayıplar çok daha büyüyecek ve
Ayastefanos’un ağır şartları aynen uygulanacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://serseri.hareketforum.com
 
Berlin Konferansı ve Antlaşması
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SerSEri_GeNçLiK :: +++TÜRK TARİHİ+++ :: Antlaşmalar-
Buraya geçin: