SerSEri_GeNçLiK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SerSEri_GeNçLiK

SeRsErİlEr MeKaNi
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 AYASTEFANOS (YEŞİLKÖY) ANTLAŞMASI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 32
Lakap : KaPTaN
Kayıt tarihi : 15/09/08

AYASTEFANOS (YEŞİLKÖY) ANTLAŞMASI Empty
MesajKonu: AYASTEFANOS (YEŞİLKÖY) ANTLAŞMASI   AYASTEFANOS (YEŞİLKÖY) ANTLAŞMASI Icon_minitimeC.tesi Eyl. 20, 2008 2:55 pm

AYASTEFANOS (YEŞİLKÖY) ANTLAŞMASI
Antlaşmanın Esasları
âÂ�¢ Sırbistan ve Karadağ ve Romanya'ya bağımsızlık verildi. Görünüşte Osmanlılara bağlı, Büyük Bulgar Krallığı kuruldu.



âÂ�¢ Osmanlı İmparatorluğu savaş tazminatı olarak Kars, Ardahan, Batum, Doğu Beyazıt ve EleşkirtâÂ�Â�i Rusya'ya verecekti.



âÂ�¢ Rus siniri içinde kalan Müslüman halk isterse göç edebilecekti.



Osmanlı Devletinden hem çok büyük topraklar koparmışlar, hem de Osmanlı
Devleti, ülkede kalacak Hıristiyanlar lehinde ıslahat yapmayı Rusya'ya
karşı taahhüt etmişti. Bir başka ifadeyle Osmanlı Devleti, antlaşmanın
14,15 ve 36.maddeleri ile bir bakıma Rusya'nın kendi iç işlerine
karışmasına rıza gösteriyordu. Ayrıca bu antlaşma. Osmanlı-Rus
ilişkilerinde de bir dönüm noktasıdır. Kars, Ardahan, Batum ve
Bayezid'in terk edilmesi ile Rusya, doğudan. Anadolu içinde büyük
tehlike arz eden bir kuvvet haline gelmiş bulunmakta idi. Başka bir
ifade ile Rusya; bir taraftan Doğu AnadoluâÂ�Â�da, OrtadoğuâÂ�Â�ya
hâkimiyet yolunda bir köprübaşı ele geçirirken, diğer taraftan da
Ermeniler üzerinde nüfuzunu kuvvetlendirmiş oluyordu. Netice
olarak,1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşının Rusya'nın başarısı ile
sonuçlanması,"Ermeni Meselesi"nin şekillenmesine yarayan üç yeni faktör
meydana getirmiştir:
Ermeni MeselesiâÂ�Â�nin Şekillenmesine Yarayan Faktörler
1. Rus ordularının işgal ettikleri bölgelerde, Rusyalı Ermeni subay
ve komutanların Osmanlı Ermenileri ile temasa gelmeleri ve onları,
milliyet davasında destekleyecekleri kanaatini yaratmaları,



2. Balkanlar'daki Müslüman olmayan Osmanlı toplumlarının bağımsızlıklarına kavuşturulması,



3. Rusya'nın Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması'na sıkıştırdığı 16.Madde
ile bir dereceye kadar Ermenilerin hami-si durumuna yükseltilmesidir.
İngiltereâÂ�Â�nin Korkusu
Rusya bu 16.Maddede geçen "Ermenistan" tabiri ile böyle bir
memleketin varlığını da Osmanlı Devleti'ne kabul ettirmiş oluyordu.
Ancak bu antlaşma yürürlüğe girmeyecekti. Çünkü Rusya, Ortadoğu'daki
devletlerarası dengeyi bozmuş idi. İngiltereâÂ�Â�nin İstanbul'daki
elçisi Layard da, Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması ile ortaya çıkan
durumu ve endişelerini hükümetine bildiriyor, Batum, Kars ve Ardahan
sancaklarının Rusya'ya verildiğini, böylece İngiltere'nin yüzyıllarca
Karadeniz'den Kuzey İran'a gitmekte olan ticaret yolunun tehlikeli bir
rakibin eline geçmiş olduğunu, aynı zamanda Rusya'nın Dicle ve Fırat
deltalarına sarkmak çabası içinde olduğuna işaret ediyordu. Ayrıca bu
antlaşma. Osmanlı - Rus ilişkilerinde de bir dönüm noktasıdır. Kars,
Ardahan, Batum ve Bayezid'in terk edilmesi ile Rusya, doğudan. Anadolu
içinde büyük tehlike arz eden bir kuvvet haline gelmiş bulunmakta idi.
Başka bir ifade ile Rusya; bir taraftan Doğu AnadoluâÂ�Â�da,
OrtadoğuâÂ�Â�ya hâkimiyet yolunda bir köprübaşı ele geçirirken, diğer
taraftan da Ermeniler üzerinde nüfuzunu kuvvetlendirmiş oluyordu. Rusya
ve İngiltere anlaşmanın hükümleri üzerine Avusturya'nın da muvafakatim
alarak, ileride toplanacak kongrede görüşülecek konular hakkında bir
görüş birliğine varmışlar idi.
Elviye-i SelaseâÂ�Â�yi Ruslaştırma Çabaları
"Elviye-i Selase" (Üç Liva) olarak adlandırılan Kars, Ardahan, Batum
Bölgesi 1877 -1878 Rus Savaşı (93 Harbi) yenilgisinden beri, işgal
altındaydı. Kars Ruslarca başkenti Tiflis olan Kafkas ötesi Genel
Valiliğine bağlı bir vilayet olarak yönetiliyordu. Kars Bölgesi, Kars,
Ardahan ve Oltu kazalarından oluşuyordu. İşgalden sonra başlayan ağır
Ruslaştırma çabalarına rağmen yine Türk hüviyetini bir ölçüde
koruyordu. Mesela, alışverişte Rus parasının yanı sıra Türk ve İran
paralan da kullanılıyor, toprak işletme ve mülkiyet sisteminde eski
kanunlar varlığını sürdürüyordu. İşgal döneminin Bölgeye getirdiği
önemli bir değişiklik, yörenin demiryolu bağlantısı ile Kafkas
ulaştırma sistemine girmesiydi. İşgalden sonra angarya ile askeri
amaçlara yönelik bazı şoseler de yaptırılmıştı. Bir başka değişiklik
de, halkın hukuki olarak çeşitli sınıflara bölünmek istenmesiydi.
RusyaâÂ�Â�nın öbür bölgelerinde olduğu gibi, bu bölge halkı da
asilzadeler, ruhban, şehirliler ve köylüler adları altında dört sınıfa
ayrılmak İstenmişti. Ayrıca, sistemli olarak uygulanan baskılar
sebebiyle, Müslüman nüfus yarı yarıya azalmış,100.000'i aşkın insan
Anadolu topraklarına göç ettirilmek zorunda bırakılmıştı.
Kıbrıs Meselesi
Diğer taraftan İngiltere, Osmanlı Devleti'ne başvurarak. Doğu
Anadolu'dan gelecek bir Rus tehlikesine karşı imparatorluğu korumak ve
yardım edebilmek için Kıbrıs adasının işgal ve idâresinin kendisine
bırakılmasını ve yine Rus tehlikesine karşı bir tedbîr olmak üzere,
Doğu Anadolu'daki Ermeniler için ıslâhat yapılmasını istiyor, bir
taraftan da, eğer Osmanlı Devleti, KıbrısâÂ�Â�ı vermeye yanaşmadığı
takdirde, imparatorluğu Rusya ile aralarında taksim edeceğini
belirterek Bâb-ı Âlî'yi tehdit ediyordu. İngiliz Hükümeti'nin Doğu
Akdeniz'de üs olarak Kıbrıs'ı seçmesinde, Millî Savunma Bakanlığı'nın
istihbarat başkanlığını yapan Albay Home'un verdiği raporun önemli rol
oynadığı söylenmektedir. Bu rapora göre:
1.İngiltere öyle bir bölgeye yerleşmeli idi ki. Burada idarenin
Bâb-ı Âlinin elinden Londra'ya geçmesi sonucunda, BritanyaâÂ�Â�yı
rahatsız edecek karışıklıkların ortaya çıkmaması ve aynı zamanda o
bölgedeki servetlerin İngiltere ekonomisi için yararlı olması
gerekiyordu,


2.Askerî yönden, bu bölgedeki İngiliz
kuvvetlerinin gerek Kafkaslar, gerek yukarı Fırat ve Dicle
nehirlerinden yapılacak hücumlara karşı, derhal mukabele edebilecek
durumda olmaları gerekti,



3.Ekonomik bakımdan İngiliz imalâtçılarına Ortadoğu'da yaptıkları ticarette bir depo vazifesi görmeli idi.
İşte bu ekonomik, politik ve askerî yönlerden İngiltere için en
elverişli yer Kıbrıs idi. İngiltereâÂ�Â�nin tehditleri karşısında,
Osmanlı Devleti için Kıbrıs'ı vermekten başka çıkar yol görünmüyordu.
Böylece iki devlet arasında İstanbul'da 4 Haziran 1878 tarihinde gizli
bir anlaşma yapıldı, Anlaşmaya göre; Rusya, Batum, Ardahan, Kars veya
zikredilen yerlerden birini elinde tutup da, ileride, her ne vakit
olursa olsun, katî bir sulh muahedesi (yânî Berlin Muahedesi) ile tâyin
olunan Osmanlı Devletî'nin Asya topraklarından bir kısmını daha zapt ve
istilâya girişecek olursa, o takdirde İngiltere Devleti, zikredilen
topraklan silâh ile muhafaza ve müdafaa etmek ü/ere Osmanlı Devleti ile
birleşmeyi taahhüt eder. Buna karşılık Padişah Hazretleri de,
AnadoluâÂ�Â�da bulunan Hıristiyan ve şâir tebaanın iyi idare ve
korunmaları hakkında ileride devletler arasında sonradan
kararlaştırılacak olan lüzumlu ıslâhatı yapacağını, İngiltere
Devleti'ne vaat eder ve İngiltere'nin kendi taahhütlerini yerine
getirebilmesinde lüzumlu vâsıtaları temîn edebilecek bir hale koymak
için Kıbrıs Adası'nı tahsis ve asker ikamesi ile idare etmesine
muvafakat ediyordu. Bu gizli anlaşma ile İngiltere bir taraftan
Kıbrıs'a fiilen yerleşiyor, diğer taraftan Doğu Anadolu'da bir nevi
koruyuculuk ve müdahale hakkına sahip oluyor, Ermeni davası da, bir
İngiliz davası haline geliyordu. Böylece, Osmanlı-Rus çatışması çok
yönlü bir Avrupa meselesi haline dönüşmeye başlamıştı. Bunun sonucu
olarak, İngiltere ve Avusturya'nın öncülüğü ile Ayastefanos (Yeşilköy)
Antlaşması'nın "Şark Meselesi" ile ilgili kısımlarını yeniden gözden
geçirmek ve düzeltmeler yapmak için, BerlinâÂ�Â�de devletlerarası bir
kongrenin toplanmasına karar verildi. Rusya, yeni bir savaşı göze
alamadığı için bu toplantının yapılmasını şartsız olarak kabul etmek
zorunda kaldı. Böylece İngiltere, Berlin KongresiâÂ�Â�ne, Osmanlı
Devleti'nin Rusya karşısındaki yenilgisinden doğan iki tehlikeyi de
bertaraf etmiş olarak giriyordu.
Ermeni Faaliyetleri
Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması'nın imzalandığı 3 Mart 1878 tarihi
ile Berlin Kongresi'nin toplandığı 13 Haziran 1878 tarihleri arasında,
yani 3 ay süre ile Ermeniler de boş durmamışlardı. Ermeni Patriği
Nerses Varjabedyan ve önde gelen Ermeniler Balkanlar'daki gayr-ı Müslim
tebaanın bağımsızlık yolundaki faaliyetlerinin Doğu Anadolu'da da
tekrarlanmasını istiyorlardı.


17 Mart 1878 günü Patrik
Nerses, İstanbulâÂ�Â�da İngiliz Büyükelçisi Layard'ı ziyaret ederek,
"Bir yıl önce Osmanlı idaresinden şikâyetimiz yoktu, ancak Rus zaferi
şimdi durumu değiştirdi, Doğuda bağımsız bir Ermenistan istiyoruz. Eğer
siz yardım edemezseniz bunu gerçekleştirmek için Rusya'ya müracaat
ederiz." demiş, elçi Ermenistan'dan nereyi kastettiğini sorunca,"Van,
Sivas, Diyarbakır ve Kilikya" diye cevap vermişti. Elçinin,"Evet ama bu
yerlerin hiçbirinde çoğunlukta değilsiniz." demesi üzerine de,"Bunu
biliyoruz, ama şimdi Rusya Doğuda topraklar kazanıyor, Rusya ile
Osmanlı İmparatorluğu arasındaki güç dengesi değişti. Biz de
geleceğimizi düşünmeliyiz." diye Ermenilerin amacını açıklamıştı.



Patrikhane, bu teşebbüslerini sadece İstanbul'da yürütmüyordu.
Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması'nın Berlin'de tadil edileceği
haberini alan Patrik, kongreye katılacak bütün devletler nezdinde de
yoğun faaliyette bulunuyordu. Bu amaç doğrultusunda Başpiskopos Horen
Narbey, Rusya'ya giderek, Çar II. Aleksandr tarafından kabul edildi.
Narbey, ÇarâÂ�Â�dan Osmanlı Ermelileri'ni himaye etmeye devam etmesini
ve Berlin Kongresi'nde davalarım savunmasını rica etmişti. Eski Patrik
Hrimyan başkanlığında bir heyet de Avrupa başkentlerini dolaşarak
siyaset adamlarını Ermeni davasına kazanmak için propagandaya çıkmıştı.
Bu heyetin elinde, Ermeni isteklerini belirten ve Türkiye'de Ermenistan
kurulması için hazırladıkları bir proje vardı. Bu proje 7 maddeden
müteşekkil idi ve özet olarak şu hususlara yer veriliyordu.
Ermenistan Devleti Projesi
Projeye ekli haritada, Erzurum ve Van vilâyetleri ile Harput
(Elâzığ) sancağının Fırat nehrine kadar yerleri Büyük Ermenistan olarak
gösteriliyordu. Trabzon-Batum arasında bulunan Rize'nin de
Ermenistan'ın ihracat limanı olarak lüzumlu görüldüğü ileri
sürülüyordu. Bu sınırlar içindeki yerlerin, Bâb-ı Ali tarafından tayin
ve büyük devletler tarafından tasdik edilmiş bir Ermeni umumî valinin
idaresine verilmesi, valinin Erzurum'da oturması ve bütün icra
kuvvetlerinin başı olması, beş yıldan önce Bâb-ı Ali tarafından
değiştirilmemesi belirtiliyordu.
Umumî valinin, gelirlerinin
%20'sini devlet hazinesine verdikten sonra geri kalanını yollar,
okullar gibi umumî işlere harcaması,

ŞerâÂ�Â�i mahkemelerin ancak İslâmlar arasındaki davalara bakabilmesi
ve buna valinin müfettiş tayin etmesi, diğer davaların davacı veya
davalılar ister İslâm, ister Hıristiyan olsun diğer mahkemelerde
görülmesi ve bu mahkemelere tayinlerin umumî vali tarafından yapılması,


Din ve mezheplere geniş hürriyet verilmesi,

Asayişin jandarma ve milis kuvvetine dayanması, bunların umumî valinin
emrinde olması ve Osmanlı Hükümeti'nin bunları istediği gibi
kullanamaması,

Vilâyette bir umumî meclisin bulunması, bu mecliste iki Ermeni ve iki
de İslâm üye bulunması, meclisin her yıl toplanması, bütçeyi tasdik ile
vergilerin alınma şeklinin kararlaştırılma yetkisinin bu mecliste
bulunması, her beş yılda bir defa devlet hazinesine verilecek paranın
bu meclis tarafından kararlaştırılması,

Protokol'un imzasından üç ay sonra uygulanmaya konulacak nizamnamenin
milletlerarası bir komisyon tarafından kontrol edilmesi şartları vardı.
Patrik Nerses, bir taraftan Mençester Ermeni Komitesi Başkanı Karekin
Papazyan'a gönderdiği bir mektupta, siyâsetlerinin Rusya'ya minnettar
kalarak, İngiltereâÂ�Â�den ümit ve onun sayesinde hedefleri olan maddî
ve manevî refaha ulaşmak olduğunu belirtiyor, diğer taraftan 30
Haziran'da İstanbul'da İngiliz Büyükelçisi Layard'ı tekrar ziyaret
ederek, projelerini Kongreye vermiş olduklarını ifâde ederek
İngiltere'nin bu projeyi desteklemesini istiyordu".
Aynen Kabul Edilen Madde
Berlin Konferansı'nın ilk günlerinde Bismark Ermenileri iyi
karşılamış, Avrupa devletleri de onlara sahip çıkmışlardı. Ancak
İngiltere'nin kongrede ağır basması yüzünden Ermenilerin isteklerine
sahip çıkan pek olmadı. Berlin Kongresi'nde Ermeniler'in müracaatı ilk
defa kongrenin 4 Temmuz 1878 tarihli oturumunda, İngiliz Dışişleri
Bakanı Lord Salisbury tarafından ortaya atılarak ele alınmıştı. Fakat
müzakere, Ermeni teklifi yerine, Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması'nın
16.maddesinin tadili ve Rusya'nın işgal altında tuttuğu yerleri
tahliyesinin ıslahata bağlanması şartının kaldırılması şeklindeki öneri
ile başladı. Neticede sunî Mesele, Ayastefanos Antlaşması'nın
16.maddesi fazla değişikliğe uğramadan Berlin Muahedesi'-nin 61.Maddesi
olarak kabul edildi. Bu maddeye göre : "Bâb-ı Âlî, ErmenilerâÂ�Â�in
oturdukları vilâyetlerin mahallî şartları dolayısı ile muhtaç oldukları
ıslâhat ve düzenlemeleri gecikmeden yapmayı ve Kürtler ile Çerkezlerce
karşı emniyet ve huzurlarını korumayı taahhüd eder ve bu konuda alacağı
tedbirleri sırası geldikçe devletlere tebliğ edeceğinden, adı geçen
devletler de bu tedbirlerin tatbikine nezâret edeceklerdir. Böylece
"Ermeni Meselesi",büyük devletlerin nezaretinde olmak üzere Osmanlı
Devleti'nde yapılacak bir "Islahat Meselesi" halinde tespit edilmiş
olunuyordu. Artık, Avrupa diplomasisinin en büyükleri 13 Temmuz 1878
tarihinde imzalanan Berlin Muahedesi ile"Hasta Adam" dedikleri Osmanlı
İmparatorluğu'nun geri kalan uzuvlarını Avrupa'nın anatomi müzelerine
dağıtıp fizyolojik denemeler yapmaya başlayacaklardı.



Daha sonra Rusya'nın sıcak denizlere inme konusunda çok önemli gelişme
kaydettiğini gören İngiltere'nin zorlamasıyla 13 Temmuz'da Berlin
Kongresi yapıldı. Bu kongreye büyük ümitlerle katılan Osmanlı Heyeti'ne
itibar eden olmaz ve kongre, Ayastefanos Antlaşması ile Rusya'ya
tanınan bazı imtiyazların İngiltere'ye de verilmesiyle sonuçlanır.
Osmanlı topraklarındaki Hıristiyan tebaanın iyi idare edilmesi ve
korunması için padişah, İngiltere ile anlaşarak ıslahat yapacaktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://serseri.hareketforum.com
 
AYASTEFANOS (YEŞİLKÖY) ANTLAŞMASI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SerSEri_GeNçLiK :: +++TÜRK TARİHİ+++ :: Antlaşmalar-
Buraya geçin: