SerSEri_GeNçLiK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SerSEri_GeNçLiK

SeRsErİlEr MeKaNi
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Artuklu Beyliği

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 32
Lakap : KaPTaN
Kayıt tarihi : 15/09/08

Artuklu Beyliği Empty
MesajKonu: Artuklu Beyliği   Artuklu Beyliği Icon_minitimeC.tesi Eyl. 20, 2008 3:20 pm

Artuklu Beyliği (1101-1409)

Kültür ve sanatıyla iz bırakmış uzun ömürlü beyliklerden biri Artuklu
Beyliği'dir. Oğuzların Döver boyundan ünlü bir Türkmen Beyi olan Artuk
Bey, Anadolu'nun fethi sırasında büyük hizmetler görmüştü. Fakat, Tutuş'la
Süleymanşah'ın arasındaki savaşta Tutuş'tan yana olarak savaşı ona
kazandırmış ve Süleymanşah'ın intiharına sebep olmuştu. Tutuş, Artuk
Bey'in yardımına karşılık olarak onu Kudüs valisi yapmıştı. Ölüm yılı olan
1091'e kadar bu görevde kaldı.

Artuk Bey ölünce Kudüs Fatımî'lerin eline geçti.Fakat Artuk Bey'in
oğulları Sökmen ve İl-Gazi, Selçuklu hükümdarı tarafından kendilerine
verilen bölgelerde beylikler kurdular. Artuk Bey'in oğulları tarafından
kurulan bu beylikler üç kol halinde gelişti.

1. Hısn Keyfâ ve Âmid,

2. Mardin ve Meyyâfârıkîn,

3. Harput'da,
üç kol halinde hüküm sürmüş bir Türkmen sülâlesidir.

Artuk Bey, önce Sultan Alp Arslan'ın hizmetinde bulunmuş ve Malazgirt
savaşına da iştirak etmişti 1071 Anadolu'nun Türklere açılmasında rol
oynayan emîrler arasında Artuk Bey de bulunuyordu. Daha sonra Artuk Bey,
Sultan Melikşâh tarafından kendisine iktâ edilen Huvân'a çekildi. Ahsâ ve
Bahreyn Karmatîlerini itaat altına almak görevini başarıyla sonuçlandırdı.
Artuk Bey'in bir süre sonra Sultan Melikşâh'a küskünlüğü, Suriye Selçuklu
Meliki Tutuş'un hizmetine girmesine yol açtı. Tutuş da ona Kudüs ve
havalisinin valisi yaptı (1085-6.

Artuk Bey, 1091 yılında bu şehirde öldü. Ancak oğulları Sökmen ve
İlgazî Kudüs'ü muhafaza edemediler. Emîru'l-cüyûş Efdal kumandasındaki bir
Fâtımî ordusu kırk günlük bir kuşatmadan sonra şehri aldı (1098).

Mu'îneddîn Sökmen, Cezîret-i İbn Ömer sahibi Çökürmüş tarafından
kuşatılan Musul hâkim Mûsâ'nın yardımına koştu ve bu hizmetine karşılık
10.000 dinar ve Hısn Keyfâ kalesini aldı. Böylece Sökmen, Artukluların
"Hısn Keyfâ ve Sökmeniyye" denilen ilk şubesini kurmuş oldu (1102). Eyyûbî
hükümdarı Melik Kâmil önce Âmid'i sonra da Hısn Keyfâ'yı zapt ederek
Artukluların Hısn Keyfâ kolunu ortadan kaldırmıştı (1231-2).

Necmeddîn İlgazî, Nisan 1105'de Bağdad şahneliğinden azledildikten
sonra Mardin'e gelerek bu şehre hâkim olmuş ve burada Artukluların "Mardin
veya İlgaziyye" denilen şubesini kurmuştur (1108). İlgazî yavaş yavaş bu
bölgedeki Selçuklu topraklarına hâkim oldu, 1117'de Haleb'i ele geçirdi.
Beraberinde Bitlis ve Erzen hâkimi Togan Arslan'ın bulunduğu 20.000
kişilik ordu ile harekete geçerek Tell Afrin savaşında Antakya persi
Roger'in kumandası altındaki Haçlılara karşı büyük bir zafer kazandı
(1119). Bunu Tell Danis'de Kral II. Baudouin'e karşı kazanılan takip etti.
Selçuklu sultanı Mahmûd ise İlgazî'ye Meyyâfârıkîn şehrini iktâ etmişti
(1121). Daha sonra Mardin Artukluları bazan Eyyûbîlere bazan da Tükriye
Selçuklularına tâbi olarak varlığını sürdürdü. Kara Arslan el-Muzaffer
(1260-1292) ise, Moğolların hâkimiyetini kabûl ederek barış yaptı.

O bu sayede hanedanın devamını sağladığı gibi Mardin şehrini de bir
felaketten kurtarmıştı. Bu kolun son hükümdarı Melik el-Sâlih Mardin'i
müdafaa edemeyeceğini anlayınca bu şehri Karakoyunluların reisi Kara
Yûsuf'a teslim etti (1409). Bu suretle Artuklular Devleti sona erdi.

Artukluların üçüncü kolu 1185 yılında Harput ve havalisinde kurulmuşsa
da fazla uzun ömürlü olmamıştı.Sultan I. Alâ ed-Dîn Keykubâd 1234 yılında
Harput'u zabtederek, Artukluların bu koluna son vermişti.Artuklular büyük
Türkmen kitlelerine dayanan bir Türk devleti idi. Bu sebepten millî
teşkilât ve ananelerini muhafaza etmişlerdi. Alp, İnanç, Kutlug gibi eski
Türkçe unvanları kullanmakla da bu ananelerini koruduklarını
göstermişlerdir. Artuklular devlet anlayışında eski Türk hukukuna göre
devletin hanedanın ortak malı olduğu görüşün de uyguladılar. İlgazî ve
Belek gibi kudretli şahsiyetlerin mevcudiyeti Artuklu Devleti'nin siyâsî
birliğini sağlayabilmiş, aksi takdirde ayrı beylikler halinde hüküm
sürmüşlerdir.

Artuklu hükümdarları, gerek Müslüman ve gerekse Hıristiyan halka
adâletle hizmet etmişler, idareleri altındaki ülkelerde düzen ve emniyeti
sağlamışlardı. Ayrıca ticarî ve iktisadî hayatın gelişmesine büyük ölçüde
yardımcı oldular. Bu maksatla bazı şehirlerdeki ticarî vergileri
kaldırmışlardır. Bu iktisadî gelişme mimarî eserlerden de anlaşılmaktadır.
Artuklular, bir kısmı bugüne kadar mevcudiyetlerini koruyan, birçok mimarî
eserler sözgelişi; külliyeler, câmiler, medreseler, hamamlar, köprüler,
sivil ve askerî yapılar yapmışlardır. Onların devrinde mimarîde görülen
gelişme sebebiyle bugün güney-doğu Anadolu bölgesinde her önemli eser
Artuklulara bağlanmak istenmektedir.

Artuklu ülkesindeki Meyyâfârıkîn, Âmid ve Mardin gibi şehirler birer
ilim ve kültür merkezi haline gelmişti. Bu hanedana mensup hükümdarlar
ilim ve sanat adamlarını himâye etmişler, bunun neticesinde de onlar adına
bazı eserler yazılmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://serseri.hareketforum.com
 
Artuklu Beyliği
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SerSEri_GeNçLiK :: +++TÜRK TARİHİ+++ :: Atabeylikler ve Beylikler :: Beylikler-
Buraya geçin: